, Ordu KurtluFındık!
Protected by Copyscape Web Plagiarism Tool

13 Eylül 2010 Pazartesi

Taşbaşı mahallesi'nde bir turizm sokağı...

Ordu İl Kültür ve Turizm Bakanlığı yönetiminde Taşbaşı mahallesinde bulunan tarihi evler turizme kazandırılmak üzere mülk sahiplerinden onay alınarak projelendiriliyormuş. Korunması gerekli doku ve sokakları sağlıklaştırma ile kentsel tasarım projesi 1. etabı kapsamındaki bu çalışmada Taşbaşı mahallesinde bulunan Menekşe Sokak, Sıtkıcan caddesi, Atatürk Bulvarı ve Dar sokağa cephesi olan yapılardan başlanmasına karar verilmiş. 
Şu anda bile bu sokaklarda gezerken kendinizi tarihin içerisinde yolculuğa çıkmış gibi hissediyorsunuz, evlerin yenilenmesiyle birlikte çok daha uzun yıllar bu bölgede tarihi Ordu evlerini görme ve gelecek nesillere ulaştırma şansına sahip olacağız. Dilerim gerektiği gibi korunur, il ve ülke turizmine büyük katkı sağlar.

Taşbaşı mahallesindeki evlerden birkaç tanesini bu haberde bulabilirsiniz.

Kentsel tasarım projesiyle ilgili haberin detayları ise aşağıda:

Tarihi Evler, Tarihi Dokuyu Yansıtacak..
Taşbaşı mahallesinde tarihi evlerin bulunduğu bazı bölgelerde yapılacak olan sokak sağlıklaştırma projesi kapsamında Başkan Seyit TORUN Belediye Meclis Salonunda yapılan toplantıda yapı sahiplerine bilgi verdi.
Korunması gerekli doku ve sokakları sağlıklaştırma ile kentsel tasarım projesi 1.etabı olarak başlayacak olan bu çalışma kapsamında Ordu Belediyesi Taşbaşı mahallesinde bulunan Menekşe Sokak, Sıtkıcan caddesi, Atatürk Bulvarı ve Dar sokağa cephesi olan tescilli ve tescilsiz yapı sahiplerini bilgilendirme toplantısı yaptı. Yapı sahiplerine Başkan Seyit TORUN tarafından yürütülen proje ile ilgili bilgi verilirken, Başkan Seyit TORUN, projeyi Kültür ve Turizm Bakanlığı adına İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün yürüttüğünü , mali desteğin Bakanlıkça ayrıldığını, mülk sahiplerinin imzalı olurlarının alınmasından sonra Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulunca incelenecek olan projelerin uygulamaya alınacağını belirtti.
Projede dış cephe giydirmesi yapılacağının altına çizerek vatandaşa yansıyacak herhangi bir bedel yada masraf olmayacağını söyleyen Başkan Seyit TORUN, “Amaç bu bölgeyi Ordu’nun bir turizm sokağı haline getirmek. Bu proje Kültür ve Turizm Bakanlığının projesi. Tarihi Ordu Evlerinin bulunduğu bu bölgeyi canlandırarak Turizme bir değer olarak kazandırılmak isteniyor. Uzun süredir hazırlıkları devam eden projeyi Trabzon’dan gelen arkadaşlar yürüttü. Şu anda gerekli imar düzenlemeleri yapıldı. Projenin son safhasına gelindi. İnşallah sizlerinde desteği ile bu proje başlayacak” dedi. Gerçekleşecek olan proje ile birlikte bölgede bulunan mülkiyetlerin değerinin de artacağını tahmin ettiklerini belirten Başkan Seyit TORUN, konuya muhatap vatandaşların İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün yanı sıra Ordu Belediyesi İmar Müdürlüğüne müracaatları sonrasında gerekli bilgiyi alabileceklerini söyledi.

5 Eylül 2010 Pazar

Orduspor marşı Nil Karaibrahimgil'den... Tempo duyuldu, yine mi gol oldu, mor menekşeler, şampiyon Ordu!

Bankasya 1. liginde mücadele eden Orduspor için Nil Karaibrahimgil marş bestelemiş.  "Şampiyon Ordu" marşı ilk defa Orduspor - Giresunspor maçında taraftarla buluşmuş. Bugünlerdeyse çoktan dillere düşmüş, internette arama rekorları kırıyor, Facebook'da ise tıklanma rekorları.

İşte Orduspor resmi web sitesindeki Ordu'lu Nil'in yaptığı marşla ilgili haber: 
Nil Karaibrahimgil’den Orduspor’umuza Yeni Marş
Süper Lig’e Büyük Yürüyüş Başladı. Bu Yürüyüşte Herkesten Destek Almaya Devam Ediyoruz. Orduspor’umuzun Kombine Kart Reklamında da Oynayan Değerli Sanatçımız ve Hemşerimiz Nil Karaibrahimgil’in ‘Şampiyon Ordu’ Marşı Dillere Düştü.
Profesyonel Futbol A Takımımız, sahasında ki ilk maçına çıkmadan önce, tribünler çalınan müziklerle coşuyordu.
Ama dikkat çeken bir müzik vardı ki, herkes kulak kabartıyordu. Uğultuyu susturmak isteyenler oldu, anlamak isteyenler oldu.
Evet, Nil Karaibrahimgil’in sesiydi bu ve Şampiyon Orduspor sesi yankılanıyordu. Oldukça beğenilen marşa atkılar eşlik etti ve atılan gollerde bir kez daha yankılandı statta ünlü sanatçımız ve hemşerimiz Nil Karaibrahimgil’ in sesi.
Orduspor camiasını bu anlamlı yolda yalnız bırakmayan, her zaman destek olan, Nil Karaibrahimgil’e teşekkür ediyoruz.
Şampiyon Orduspor Marşı’nı, Orduspor Resmi Web Sayfası’na üye olarak, medya menüsündeki linkten indirebilirsiniz.
 

Kaynak: http://www.orduspor.org.tr/haberdetay.php?id=60 

Her ne kadar haberde üye olup indirebilirsiniz denilse de indirilemiyor. Nil Karaibrahimgil bu kadar ilgi olacağını beklememiş olacak ki, marş siteden yeniden düzenlemek üzere kaldırılmış. Umarız daha uzun ve daha güzel bir marşla karşımıza çıkarlar.
Şimdi dinlemek istiyorsanız işte kısa halini izleyebileceğiniz adresler: 
http://www.facebook.com/video/video.php?v=435097407127
http://video.ak.fbcdn.net/cfs-ak-ash2/57615/665/435097407127_61363.mp4
http://www.morbeyaz.net/haber/1627-ordusporumuza-yeni-mars-.html

Tempoo duyuldu, yineeee mi gol oldu... Mor menekşeler, şampiyooon ordu!

Ordu Çambaşı yaylasından...


Ordu'ya gidildiğinde mevsimi uygunsa eğer mutlaka Çambaşı yaylasına çıkılmalı. Aşağıdaki fotoğraflar yaylada çekildi. Fotoğraflardaki ışığın azlığından anlayacağınız üzere hava biraz bulutlu, ayrıca sisli de... Sakın sanmayın ki mevsimlerden sonbahar! Bu fotoğraflar çekildiğinde aylardan Haziran'dı... 
Yaylada adım başı görebileceğiniz orman gülleri... Hem lila rengi hem de sarı renkleri var. etrafa mis gibi koku yayarlar.
Burası yaylada pek çok noktada karşılaşacağınız mini şelalelerden sadece bir tanesi...
Yayla florasından birkaç örnek... Aşağıdaki fotoğraftaki kelebeği gözden kaçırmayın. Rengi muhteşem.
Bunlar yerinde duramayan, sudan çoktan havada vakit geçiren genç alabalıklar :)
Çambaşı yaylasının merkezinde yöresel ürünler satan tezgahlar ve Çambaşı'nda yaşayan şanslı Ordu'luların evleri.
Bu fotoğraflar ise Hevrek obasına doğru yaptığımız yürüyüşte karşımıza çıkan bazı detaylar; sis altında otlayan koyunlar, oba evleri ve çalışkan Karadeniz'li anne. Kendisi aynı zamanda annemin ebesi olur :)
Veeee Çambaşı yolundan dönerken izlenen gün batımı...
Buraya aktarabildiklerim maalesef sadece fotoğraflar ve minik notlar, ama ne yaylanın buz gibi soğuk suyunu, ne mangalda pişen leziz eti, ne de kekik ve çam kokusunu buraya aktarabiliyorum. Bunları ancak Çambaşı'na giderseniz yaşayabileceksiniz.
Çambaşı'na nasıl gidilebileceği, burada yapabilecekleriniz , gezilebilecek yerler, Çambaşı'lı lezzetler, hediyelik eşyalar ve daha fazlası ilerleyen aylarda kurtlu fındık'ta... Şimdilik bunlar var elimde ama Çambaşı'nı gezi planınıza dahil etmeye yeter de artar bile!
Keyifli gezmeler!

Ordu'dan: Taşbaşı kilisesi, arka sokaklar, valilik, nufüs müdürlüğü, şadırvan ve daha fazlası...


Bugün Ordu'yla ilgili elimizdeki fotoğrafları inceledik. Ordu şehir merkezini gezmek isteyenlerin gezi planı yaparken işine yarayacağını düşündüğüm bazı fotoğraflar aşağıda.
1853 yılında yörede yaşayan Rumlar tarafından yapılan, zamanında cezaevi olarak da kullanılmış olan Taşbaşı Kilisesi, bugün Ordu Üniversitesi yönetiminde kültür merkezine çevrilmiştir.
Taşbaşı kilisenin arka sokaklarındaki evlerden görüntüler. Bol bol fotoğraf çekip, insanlarla sohbet edebilirsiniz.
Ordu valilik binası ve nüfus müdürlüğü...
Hükümet caddesinde yer alan Osman paşa şadırvanı ve çevresi. Ülkemizdeki en yüksek sütunlu şadırvanmış.
Ordu sahilinden bir fotoğraf... Yürüyüş yapılabilecek geniş ve uzun bir sahil yolu bulunuyor. Yağmur yağmayan bir güne denk gelirseniz bol bol yürüyüş yapabilirseniz.
Ve işte en büyük gelir kaynağı fındığın hem gerçeği hem heykeli...

24 Ağustos 2010 Salı

Fındık reçeli!

Bu yazıyı okuyunca bu da ne diyeceksiniz? Fındık reçeli mi? Fındığın turşusunun kurulacağını dahi düşünürüm ama şahsen reçelini ben hiç düşünmemiştim. Ben daha önce hiç duymadım diye hiçbir Ordu'lu bilmeyecek değil tabii ki, belki Ordu'da yapanlar vardır, onu bilemiyorum.
NTV'nin haberine göre Bartın'ın Amasra ilçesindeki köylü teyzeler domates, salatalık, biber, çilek, ayva, patlıcan, armut, erik, incir, ceviz ve fındık reçeli yapıp satıyorlarmış. Domates ve ceviz reçelini yapanlar oldukça güzel yaparlar, ama fındığı ilk defa duyuyorum. Haberi yapanlar oradaki teyzelere bu reçelin tarifini sormuşlar ama teyzeler bu bilgiyi paylaşmamışlar. Sır olarak ve yörelerine özgü kalmasını istiyorlarmış. İşte haberin devamı...

AMASRA - Bartın'ın Amasra ilçesinde köylü kadınların yaptığı fındık reçeli, turistler tarafından büyük ilgi görüyor.
Köylü kadınlar, tarihi ve turistik ilçenin girişinde kurdukları tezgahlarda yerli ve yabancı turistlere domates, salatalık, biber, patlıcan, fındık, armut, erik ve incir gibi ürünleri satarak ev ekonomilerine katkı sağlıyor. Çilek, ayva ve incir gibi meyvelerin reçelini yapan köylü kadınlar, bu listeye bir de fındığı eklediler. Ürünlerini satan Gülay Sevinç, ceviz reçelini Ankaralılardan öğrendiklerini, fındık reçelini de kendilerinin düşünceleri doğrultusunda yaptıklarını söyledi.

250 GRAMI 5 LİRA
Fındık reçelinin, fındığın tadından çok farklı olduğunu anlatan Sevinç, "Evimizde yaptığımız reçelleri yerli ve yabancı turistlere satıyoruz. İlgiden oldukça memnunuz. Bir kez tadan yeniden alıyor. Reçelin, fındık ve tat karışımından ibaret olmadığını görüyorlar. Sadece Karadeniz dışından de ğil, fındığın bol üretildiği Giresun, Rize gibi illerden gelenler de şaşırıyorlar. Fındık reçelinin tarifini istiyorlar, ama biz yöremize özgü olduğu için vermiyoruz. O da bizim sırrımız olarak kalsın" dedi. Sevinç, özellikle kalp ve tansiyon hastalıklarına karşı mucize ilaç olarak gördüğü ve kolesterole iyi geldiğini savunduğu fındık ve ceviz reçelinin 250 gramını 5 liradan satışa sunduklarını kaydetti.

Kaynak: http://www.ntvmsnbc.com/id/25124266/

10 Ağustos 2010 Salı

Yağmur demek, tırmıt demek: Tırmıt (tirmit) mantarı kavurması

Ordu yemekleri denilince ilk akla gelenlerden birisi literatürde tirmit diye geçip yöre insanının tırmıt veya tavuk tırmıtı dediği mantar çeşididir. Aslına bakarsanız biz Ordu'lular her türlü mantara tırmıt deriz, tavuk tırmıdı, dağ tırmıdı gibi ama burada kitaplarda tirmit olarak geçen ve bizde tavuk tırmıdı denen türden bahsedeceğim.
Konumuz olan tirmitin ya da tırmıdın doğada yetişen iki çeşidi varmış; birisi kırmızı kahverengi tipi iğne yapraklı ağaç ve kayın ormanlarında yosunlar arasında gelişir, ateş sarısı tipi yalnızca kayın ve meşe ormanlarında bulunur. Ordu'da biizm fındık bahçelerinde daha çok ateş sarısı rengindekine rastlanıyor. Bu tür Temmuz ve Eylül arasında yapraklı ağaç meşçerelerinde bilhassa kayın ormanlarında ve sınırlarında, bazen de çam meşçerelerinde gelişiyormuş.
Tırmıt yağan yağmurun ardından kendini gösterir, dağlara, bahçelere yakın olan kişiler kendileri gidip tırmıt toplarlar. Çoğu evlerde tüketilir, kış için tuzlanır veya pazarlarda satılır. Bu sayede bağı bahçesi olmayanlar, toplamaya gidemeyenler ya da Ordu'yu sadece ziyarete gelenler de bu lezzetten nasibi alabilir.
Tırmıt çiğ olarak dahi yenebiliyor (tehlikeli olabilir, bilemiyorum), közde pişirilmeye veya tavada kızartılmaya da uygun ancak Ordu'da bu şekilde yemenin ziyan olduğu düşünüldüğünden olsa gerek, tırmıt çoğunlukla kavrulur. Yani kuru soğanla birlikte pişirilir.
Gel gelelim bu lezzet nasıl pişirilire... Gerekli olan malzemeler tırmıt, soğan ve azıcık tuz. (Bazı yerlerde domates, biber de konuyor ama hiç tavsiye etmiyorum, lezzetini yitiriyor)
Tırmıtlar güzelce temizlenip yıkanıyor ve doğranıyor. Bir tarafta da soğanlar yağda kavruluyor. (İçine ne kadar soğan koymanız gerektiği aslında size kalmış, ama yaklaşık olarak bir tabak tırmıda 1 orta boy soğan gibi bir ölçü alabilirsiniz, daha az veya daha fazla da olabilir) Soğanlar pembeleştikten sonra tırmıtlar içine atılıyor ve pişmeye bırakılıyor. İsteğe göre içine tuz atılıyor ve tırmıtlar piştikten sonra bu kavurma sıcak olarak yeniyor. (Suyunu tümüyle çekmesine izin vermezseniz daha bir lezzetli olur, suya batırılan ekmekle birlikte parmaklar da yenebilir)

Biz her ne kadar topladığımız tırmıtları topraktan söküp naylon poşete koysak, evde güzelce yıkayıp hatta doğrasak ve bu bize çok doğal da gelse belki bu konuda birazcık bilgiye ihtiyacımız var. İşte Türkiye'nin ilk ve tek mikoloğu (mantar bilimci) Jilber Barutçiyan'a göre mantar anayasası:
-Mantarlarla ilgili genelleme yapılmaz. Her mantarın kendine ait özellikleri vardır.
-Pek çok leziz mantarın doğada öldürücü benzerleri bulunur.
-Mantar toplamak için ihtiyacınız olan üç şey var: bıçak, fırça ve sepet.
-İncelemek için koparılan mantarlar mümkün olduğunca aynı pozisyonda yerlerine bırakılmalı ki spor atmaya devam edebilsinler.
-Bir haftadan önce zehirleyen mantar yoktur.
-Mantar naylon torbada saklanmaz.
-Mantar yıkanmaz. Yıkandığı andan itibaren lamellerinin arasına su girer ve mantarın tadı bozulur.
-Mantarı yıkamak zorunda kalırsanız hemen pişirmelisiniz.
-Mantar en az 20 dakika pişirilmelidir.
-Mantarda öldürücü doz kişinin kilosu başına 1 gramdır.

Dikkat!! Mantar toplamak kolay gibi gözükse de aslında oldukça tehlikeli bir iştir. Zehirli bir mantarın zehrinin açığa çıkması bir haftayla dört-beş ay içinde gerçekleşebilir.

Free Hit Counter